Internet hayatımıza gireli neredeyse 30 yıl oldu. Geldiği noktada hayatımızı kökten değiştirdiği ortada. Önümüzdeki dönemde ise gerçeklik ile sanal olanı ayırt etmemiz biraz zorlaşacak.

Artırılmış sanal gerçeklik konsepti sadece oyunlarla sınırlı değil. Bilmem farkında mısınız ama artık sanal mağazalarda giyinme kabinleri bile var. Kimin için mi tabi ki avatarınız için.

Web 2.0, bilgi tüketimi için tasarlanmış ve pahalı sunuculardan sunulan statik masaüstü web sayfalarından etkileşimli deneyimlere geçmemizi sağlayan konseptin adıydı. Bu konsepte bize Uber, AirBnB, Facebook ve Instagram gibi platformları kazandırdı. Web 2.0’ın yükselişi, büyük ölçüde üç temel yenilik katmanı tarafından yönlendirildi: mobil yapılar , sosyal ağlar ve bulut sistemleri.

Ancak web 2.0 için yolun sonu göründü çünkü web 3.0 gümbür gümbür geliyor. Covid 19 Pandemisi bunu bir 10 yıl daha öne çekmiş gözüküyor.

Web 2.0 dalgası hala meyvelerini verirken, aynı zamanda, mantıksal olarak Web 3.0 olarak adlandırılan internet uygulamalarında bir sonraki büyük paradigma değişiminden ilk büyüme filizlerinin çıktığını görüyoruz.

Web 2.0’ın mobil, sosyal medya ve bulutun gelişiyle yönlendirildiği yerde, Web 3.0 büyük ölçüde üç yeni teknolojik yenilik katmanı üzerine inşa edilmiştir: uçtan uca veri iletimi , merkezi olmayan veri ağları ve yapay zeka .

Web 2.0′da yakın zamanda metalaştırılan kişisel bilgisayar donanımı veri merkezlerinde yeniden kullanılırken, Web 3.0‘a veri en uç noktaya kadar yayılıyor ve çoğu zaman doğrudan bizim elimize geçiyor. Bu nedemek? Merkezi olmayan bir veri ağı. Herkesin bilgisayarı kişisel hatta kolektif bir sunucu.

Yapay zeka algoritmaları, yararlı, hatta bazen hayat kurtaran tahminler ve eylemler oluşturacak kadar güçlü hale geldi. Yeni merkezi olmayan veri yapılarının üzerine yerleştirildiğinde yapay zekalar, hedefli reklamcılığın çok ötesine geçerek hassas malzemeler, ilaç tasarımı ve iklim modellemesi gibi alanlarda çalışabilecek yapılar olacak yapay zeka sistemleri.